Kurban Rolü Daha Doğrusu Kurban Psikolojisi Ve Kurban Mağduriyeti Hakkında Neler Biliyorsunuz?

İnsanlarda kurban rolü kimliğini üstlenmek o kişinin mutsuz, rahatsız olduğu bir durumla baş edememesi halinde kurtuluş yolu gibi gördüğü bir yöntem olarak ortaya çıkıyor. Zaman içerisinde bu duygu insanlarda sık sık yaparak bir tuzak olarak anımsanmaktadır.

Genelde bu rolü benimseyen kişiliklerde, kişi kendisini “yenilmiş” ve “yaralı” biri olarak tanıtarak etrafında bir dayanışma ağı oluşturmaya başlar. Zaman ile bu alışkanlık bir noktadan sonra tersine bir etki yaratmaya başlıyor. Kurban rolünü üstlenen kişiler ve çevresindekiler, bir süre sonra söylediklerine inanmamaya başlıyor ve anlattığı olayara durumlara kulak asmamaya başlıyor. Sosyal hayatında başarı elde ettiği konumlandığı pozisyon, onu kendi problemlerini çözemeyen biri haline getiriyor olacaktır.

Kurban kimliği rolüne bürünen kişinin davranışlarının, iki temel karekteristik durumu var:

Kurban kimliğine bürünen kişiler şimdiye kadar hiç tatmadığı, çok büyük bir acı içine girer.
Bu kimliği bürünen kişilerin problemleri, diğer insanlardan çok daha vahim ve acil.

Kişi bir süre sonra etrafındaki insanlar üzerinden dikkat çekmek istiyor. Yaptığı durumdan ötürü işe yarar bir çözüm araması gerekirken kişi tam tersine, kendi sorunlarını psikolojik olarak kendi kendine çözemediğini göstermeyi daha çok bensimer hale geliyor. Kurban kimliğine bürünen bu kişiler genelde, başkalarında bir empati olarak değil de sanki acıma duygusu uyandırmaya çalışıyor. Genelde bu rolü oynamaya çoçukluk dönemleinde başlımış olması düşünüldüğünde, çocukluğunu yetişkinlerin aşırı koruması altında geçirdiği ve bir sorunu çözecek güçte olmadığına inanılmaktadır.

Bu sebeblerden dolayısı ile bir süre sonra sorumluluk almak erdemli bir davranış göstermek istemiyor. Çözüme kavuşturması gereken bir durumun içinde olduğundan problemi çözmek yerine, kendi içerisinde yaşadığı karşı karşıya kaldığı çatışmalardan kendini sıyırmak yoluna gidiyor.

Genelde bu şekilde duygular ile hayatlarını sürdüren kişiler, yaşamış olduğu mutsuzluğunun sebebi olarak başkalarının olduğunu düşünmeye başlar. Onun yaşadığı dış dünyanın ona karşı olduğuna inanmayı daha çok tercih ediyor. Aslında var olan gerçekleri, mağdur rolü kimliğine bürünerek kendini korumak için kendi lehine değiştiriyor: Bu durumda ise, kimse kendi onun yerine koymak istemiyor, kimse onu anlayamıyor ve en önemlisi kimse onun gibi düşünmüyor.

Kurban olduğunu doğrulamak için en iyi davranış biçimi olarak kurban kimliği ile yakınmayı seçiyor. Zaman içerisinde onu mutsuz eden durumu istemsiz bir şekilde abartıyor ve değiştirmek için çevresindeki yaşayan insanlara elinden gelen her şeyi yaptığına inandırmaya çalışıyor. Oysaki onu mutsuz eden durumun içerisinden çıkmak yerine kendisi için hiçbir çaba harcamadığını, bunun için gereken iç güce sahip olmadığını bilmesine rağmen bu davranışına devam eder.

Bu durum daha kötüye gittiğinde, özgüveni ve özsaygısının zayıflığını pekiştirdiği bir tuzağın içine düşmekten kendini alı koyamıyor.
Oysaki kendi çabalarıyla önemli bir işin üstesinden gelse, iyi bir iş yapsa, hayatını değiştirecek önemli gelişmeler olsa dahi mutlu olamıyor. Çünkü genelde bu kişilerin düşüncesi kendisini “Ben mutsuzum, kaybedenim. Peşinden mutlaka kötü bir şey gelecek” düşünceleri ile bir tuzağa düştüğünü hisseder.

Kurban kimliğine bürünen insanlar bu gibi tuzaklardan nasıl çıkabilir? Yıllarca insanları kandıran ve bu kimliğie bürünen bir insanın, bu rolü bırakabilmesi için kendince büyük bir çaba harcaması gerekiyor.

Kurban rolünü bırakabilmek için aslında ilk yapması gereken, yeni bir bakış açısı edinmek.

Dünyasında ki gerçekliği, tarafsız bir gözle empati yaparak değerlendirmeyi kendine sorular sorarak öğrenmesi gerekiyor. “Yaşanan her şey hep mi kötü olur, hiç mi başarılı olamaz, yoksa olup bitenlerin kendisinde olumlu yanları da oluyor mu?” “Yaşanan bu durumlar için çokmu yakınıyorum, aceba çok gereksiz yakındığım şeyler olabilir mi?”

 

Genel olarak birşeylerin sorumluluğunu almak : “Sorumluluk aldığım bu durumu nasıl değiştirebilirim? Değiştiremiyorsam ise, yakınmak yerine ne yapabilirim?”

Kurban rolü kimliğine bürünen kişiler bu durumdan kurtulabilmek için bir süreliğine çaba sarf ettiğinde, meselâ bir günlüğüne yakınmaktan vazgeçmek. Aslında bunun için çaba serf ettiğin de, aslında duyduğu acının düşündüğü kadar büyük olmadığını anlayabilir.

Bir diğer yapması gereken durum ise, tıpkı övgüler alır gibi  eleştirileri suçlama olarak değil de daha çok hayatın doğal bir parçası olarak görmek gerekiyor. Onu eleştiren kişiye karşı defans almak yerine, düştüğü bu durumun içerisinden kaçmak yerine, neden öyle düşündüğünü ve neden nasıl bu durumun içerisinde düştüğünü kendince sorarak kişiliği ile iletişim kurmalı. Bu, yeni ve farklı bakış açıları edinmesine yardımcı olabilir.

Kurban rolünü bırakmak veya kurban rolünü bırakmaya çalışmak, bir süreç olarak değerlendiriliyor.
Bu süreçte ise kurbana destek olmak ve kişiyi anlamk için kurban rolü oynayan biriyle yaşayan ne yapabilir?
Kurban rolünü oyanayan ve hayatının bir parçası gibi gören kişi’ye şunu çok iyi anlamasını sağlayabilir: Seni gayet iyi anlıyorum düşüncelerine saygı duyuyorum ve sana destek olmaya hazırım, ancak senin problemlerini ben çözemem.

Bu durumda yapabileceği bir durum daha var: Bu süreç te kurban rolü’nde pasif pozisyona geçtiğini fark ettiğinde ondan derhal uzak durmak. Bu durumun sonucunda kurban rolü oynayan, kendi hayatının sorumluluğunu almaktan başka seçeneği kalmadığını anlayabilir.Sonuç itibari ile her koyun kendi bacağından asılır.

Kurban rolü oynayan bu kişiler genelde çevremizde, işyerimizde, arkadaşlarımızın arasında olabilirler. Onunla her gün aynaya bakarken de karşılaşıyor olabiliriz. İlk yapmamız gereken davranışlarına bakarak onu tanımaya çalışmak daha sonra ise kurban rolünü oynayan kişi ile ilgili gereken tedbirleri almak.

Hakkında admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir